T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
ANTALYA / MURATPAŞA - Muratpaşa Anadolu Lisesi

İLETİŞİMİN TEMEL KOŞULLARI

İletişimin sağlıklı yürütülebilmesi için bazı temel koşulların oluşması gerekiyor. İnsanlar arası iletişim sürecinin başarılı veya başarısız oluşuna katkısı bulunan temel koşullar; empati, saygı, saydımlık ve somutluktur.

A) EMPATİ

Empati günümüz toplumunda adından sıklıkla söz edilen bir kavramdır. Empati iletişimin temel koşullarından biridir. İletişimin sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için empatinin günlük iletişim süreçlerinde etkin olarak kullanılması gerekir.

Bugün empati deyince herkes bu kavramla ilgili “kendini bir başkasının yerine koymak” olarak ifade edebilmektedir. Ancak bu ifade empati kavramını anlatmakta yetersiz kalmaktadır. Empati bir kişinin kendisini karşısındaki kişinin yerine koyması, o kişinin duygu ve düşüncelerini doğru bir şekilde anlaması ve bunu ona empatik bir tepki ile iletmesidir.

Bir iletişimin empatik olabilmesi için ;

ü Empatiyi kuracak kişi öncelikle kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak olaylara onun bakış açısıyla bakmalı, olayları onun gibi algılamaya ve yaşamaya çalışmalıdır.

ü Empatinin bir diğer özelliği de bilişsel ve duygusal süreçler içermesidir. Empati de bulunmuş sayılmamız için karşıdaki kişinin yalnızca duygularını yada yalnızca düşüncelerini anlamak yeterli değildir. Her ikisinin birlikte doğru anlaşılması gerekir.

ü Empatinin olmazsa olmazlarından bir diğer öğesi ise davranışsal boyuttur. Empati kuran kişinin zihninde oluşan empatik anlayışı karşıdaki kişiye iletmesi gerekir. Karşımızdakini doğru olarak anlasak bile bunu ona iletmeden empati gerçekleşmiş sayılmaz. Empatinin bu boyutu genellikle göz ardı edilmektedir. Karşımızdaki kişiye anladıklarımızın doğru bir şekilde iletilmesi gerekir.

EMPATİNİN BASAMAKLARI

Empatinin dört temel basamağı vardır:

1- Onlar Basamağı,

2- Ben Basamağı,

3- Sen Basamağı

4- Biz Basamağıdır.

Her basamak düşünce ve duygu boyutu olmak üzere iki alt boyuttan oluşmaktadır.

1-Onlar Basamağı:İletişim düzeyi bu basamakta olan ve bu basamaktan tepki veren kişi karşısındakinin ilettiği sorunla ilgili olarak sorununu ileten kişinin duygu ve düşüncelerine dikkat etmez. Kendisine iletilen problem üzerinde yoğunlaşamadığı için o sorunla ilgili olarak ne hissettiği ve ne düşündüğü ile de ilgilenmez. Sorunla ilgili verdiği tepki o ortamda bulunmayan üçüncü şahısların görüşlerini dile getirmektedir. Bu basamaktan tepkisini dile getiren kişi genellikle atasözleriyle, deyimlerle konuşur, bir takım genellemeler yapar. Örneğin; kızıyla ilgili problemlerini dile getiren bir anneye “kızını dövmeyen dizini döver” şeklinde bir tepki onlar basamağından bir tepkidir. Bu tür tepkiler sorunu olan kişilerin sorunlarına çözüm olmadığı gibi iletişimin kesilmesini de neden olur.

2-Ben Basamağı: Ben basamağında tepki veren kişi genellikle ben-merkezcidir. Olayları hep kendisine göre yorumlar ve hep ben olsaydım diye söze başlar. Karşıdaki kişiye akıl verir, nasihat eder, yol gösterir. Kendi dünyasından çıkıp karşısındaki kişinin dünyasına girmediği için onun ne yaşadığını doğru bir şekilde algılayamaz, onun hissettiklerini hissedemez. Örneğin; saçının çok döküldüğünü düşünen bir öğrenci bu sorununu bir öğretmenine anlattığında öğretmeni “x şampuanını kullan geçer, ben kullandım geçti” biçiminde bir tepki verirse ben basamağından bir tepki vermiş olur. Çünkü kendi için düşündüğü çözümün herkes için geçerli olduğunu düşünür. Bu olay tipik bir ben-merkezcilik örneğidir.

3-Sen Basamağı: Bu basamak, empatinin kurulduğu basamaktır. İletişime giren kişi ilk defa karşısındaki kişiyi fark eder ve ona yönelir, o kişinin ilettiği sorunla ilgili toplumun ve kendisinin ne düşündüğü ile ilgilenmez. Karşıdaki kişinin o sorunla ilgili duygu ve düşüncelerini anlamaya çalışır. Bu basamakta kişi çözüm bulmaya odaklanmaz, sadece karşısındaki kişiyi doğru anlamaya çalışır. Onu doğru anlamak ve hissettiklerini paylaşmak için sorunu kendi cümleleri ile karşı tarafa yönelterek onun açılmasını sağlar. Örneğin; boyunun çok kısa olmasına üzülen öğrenci öğretmenine “öğretmenim boyum çok kısa arkadaşlar benimle dalga geçiyorlar, beni kızdırıyorlar” dediğinde öğretmeni çocuğa yönelerek “boyunun kısalığı seni çok mu üzüyor?” şeklinde tepki verirse sen basamağında tepki vermiş olur. Çünkü öğretmen öğrencisine bu tepkiyi vererek onu işittiğini, onun sorununu hissettiğini ve daha fazla paylaşmak için biraz daha açılmasını istediği mesajı iletmiş olur. Bu mesajı alan kişi dinlendiğini hissettiği için sorununu konuşmaya daha çok cesaretlenir. Böylece sorunuyla ilgili daha ayrıntılı konuşabilir. Bir insana yapılabilecek en büyük yardım o insanın sorunlarına çözüm bulmak değil, onu etkili bir şekilde dinlemektir. Çünkü dinlemek karşıdaki bireye değerli olduğunu hissettirir. Böylece iletişim için sağlıklı bir ortam yaratılmış olur.

4-Biz Basamağı: Sen basamağında empati kurulur, bu basamakta ise çözüm yolları araştırılır. Bu basamakta tepki veren kişi sen basamağında karşısındaki kişinin duygu ve düşüncelerini anlayıp paylaştıktan sonra birlikte çözüm bulmaya yönelik tepkiler verir. Bu tepkiler karşıdaki bireyin herhangi bir çözüme karar vermesini sağlamaya yönelik değil, sadece bireyin çözüme yönelmesini sağlayacak tepkileri içermelidir. Örneğin; bu basamakta tepki veren bir kişi sorununu kendisiyle paylaşan karşıdaki kişiye “acaba şöyle bir şey yapsak nasıl olur, birlikte şunu yapabilir miyiz?, birde şunu denemek ister misin?” şeklinde çeldiriciler ortaya atarak çözüme yönelişi sağlar. Bu basamakta önemli olan çözüm önerilerinin birlikte ortaya konarak, bu önerilerden birinin danışan tarafından seçilip çözüm olarak kararlaştırılmasıdır. Burada bir çözüme ulaşmak önemli ancak bu çözüme danışan tarafından karar verilmesi gerekir. Bizim görevimiz çözüme karar vermek değil danışanın karar vermesine yardımcı olmaktır.

B) SAYGI

Saygı kavramı iletişimde diğer kişiyi kabul ve taktir etme fikrini iletmek için kullanılır. Bireyin iletişimde bulunduğu diğer kişinin ayrı bir kişilik olarak duygu, düşünce ve eylemlerinde özgür olduğunu kabul etmesi gerekir. Saygı karşımızdakinin olduğu gibi gelişip açılmasına duyulan etkin bir ilgidir. Karşımızdaki kişi kendisine saygı gösterildiğini anladığı zaman bizimle iletişimini devam ettirmek ve kendisini ifade etmek ister.

C) SAYDAMLIK

Saydam olan kişinin içi-dışı bir olduğu için çevresindeki insanlar tarafından güvenilir biri olarak tanınır. Güvenirlilik ise, olumlu insan ilişkilerinin en önemli belirleyicisi durumundadır. Genellikle her insan, güvendiği kişilerle derin ve doyurucu ilişkiye girme eğilimindedir. Güvenmediğimiz kişilere karşı şüpheli ve dikkatli davranmak zorunda kalırız. Güvenilir olmayan kişi ile kurulan ilişkide fert, kendini olduğu gibi gösteremez, karşısındakine iyi görünmek için yapmacık tavırlara girerek kişilik gelişimini olumsuz yönde etkiler (Akbaba, 1996).

D) SOMUTLUK

İletişimde somutluk anlatılanların belirgin olmasını ifade eder. Önemli olan sorunların muğlak bir şekilde, soyut olarak ele alınmamasıdır. Duygu ve düşünceler dolaysız olarak açık bir şekilde ifade edilmelidir.

YARALANILAN KAYNAKLAR

Cüceloğlu, D. (1997).Yeniden İnsan İnsana. İstanbul: Remzi Kitabevi.

Dökmen, Ü. (1996). İletişim Çatışmaları ve Empati. İstanbul: Sistem Yayıncılık

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 28.01.2013 - Güncelleme: 01.02.2019 00:37 - Görüntülenme: 5963
  Beğen | 0  kişi beğendi