T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
ANTALYA / MURATPAŞA - Muratpaşa Anadolu Lisesi

Aktif Dinleme

Aktif dinleme çocukla kurulacak iletişim tekniklerinden en etkili olanıdır. Çünkü aktif dinleme tekniğini kullanan anne-baba, öğretmen ve diğer yetişkinler iletişim engeline düşmeden ilişkilerinin devamını daha rahat sağlayabilirler. Bu teknik iletişim engellerini ortadan kaldırır, çocuğun özgüvenini artırır ve kendisini açmasını teşvik eder. Gordon´a göre aktif dinleme, konuşan bireyin sözlerini açarak tekrar etmekten ibarettir.

İyi bir dinleyici olabilmek için, kişinin geri-iletim sürecini sık sık ve yerinde kullanmasını öğrenmesi gerekir; böylece iletişim tek yönlü olmaktan çıkar çift yönlü olur. Aktif dinleme adını verdiğimiz bu çift yönlü iletişim, alınan mesajları biraz daha belirginleştirerek konuşana geri iletir. Öyle ki, konuşan kimse gerçekten "duyulduğunu", benliğinin "geçerlik kazandığını" hisseder; bunun sonucu olarak iç dünyasını daha serbestçe ifade etme eğilimini gösterir. İç dünyasını serbestçe ifade edebilen kimse sorunlarını, güçlü ve zayıf yönlerini daha kolaylıkla tanır ve doğal olarak, bu sorunlara daha gerçekçi çözümler getirmeye başlar. Bu nedenle, değer verdiğimiz, kendimize yakın bulduğumuz kimselerin sorunlarına yardımcı olmak için aktif dinlemeyi kullanmak, öğüt vermek, yol göstermek, yargılama ya da rahatlatmak türü bir yaklaşımdan daha yararlı olur .

Aktif dinleme tekniği sadece çocukla iletişimde değil,tüm iletişim ortamlarında kullanılabilecek etkili bir tekniktir. Çünkü etkili iletişim süslü konuşma ile değil etkin dinleme ile gerçekleşebilir.

Burada aktif dinleme ile ilgili güzel bir örnek okuyacaksınız. Bu konuşma anne ile oğul arasında geçen ve banda alınmış gerçek bir diyalogdur. Okuyacağınız bu diyalogda önce savunucu bir iletişim örneğini daha sonra aynı diyalogun etkin dinleme tekniğiyle gerçekleşmiş örneğini göreceksiniz.

Anne : "Artık geç oldu,ışığı söndür ve uyu."

Çocuk : "Uyumayacağım"

Anne : "Uyuman gerek,geç oldu. Yarın kendini yorgun hissedersin."

Çocuk : "Uyumayacağım."

Anne : "Şu ışığı hemen söndüreceksin."

Çocuk : "Uyumayacağım, işte."

Anne : (içinden"şu çocuğu boğasım geliyor artık dayanamıyorum. Bari çıkıp

bir hava alayım sonra tekrar gelirim. Bu sefer etkili iletişim kursunda

öğrendiğim aktif dinleme tekniğini kullanmak istiyorum. Bakalım bir

işe yarayacak mı? " Anne bir müddet dışarıda dolaştıktan sonra yeni

den çocuğun odasına giderek tekrar çocukla konuşmayı dener çocuğa

"haydi,vakit geç oldu,uyuman gerekir. Bulaşıkları yıkamadan önce ya

nına uzanıp biraz dinlenmek istedim " der.)

Oğlunun yanına uzanarak kitabı elinden alır.

Çocuk : "O kitabı bana ver. Işığı söndürme. Çık buradan. Seni istemiyorum.

Uyumayacağım. Seni sevmiyorum..."

Anne : "Bayağı öfkeli görünüyorsun!..."

Çocuk : "Evet okuldan nefret ediyorum, bir daha hiç okula gitmeyeceğim, hiç gitmeyeceğim!..."

Anne : "Demek artık okuldan bıktın.."

Çocuk : "Allahın belası bir yer, iyi bir öğrenci değilim. Hiç bir şey bilmiyorum. İkinci sınıfta olmam gerekir. Matematikten hiç bir şey anlamıyorum. Öğretmen sanki bizi lise öğrencisi sanıyor."

Anne : "Matematik senin için çok zor..."

Çocuk : "Hayır! Kolay. Fakat yapasım gelmiyor."

Anne : "Öyle mi?"

Çocuk : "Top oynamayı seviyorum. Okula gideceğime hep top oynasam!?"

Anne : "Top oyununu gerçekten çok seviyorsun, demek?"

Çocuk : "Üniversiteye gitmek zorunda mıyım?"

Anne : "Hayır."

Çocuk : "Daha ne kadar okula gitmem gerekiyor?

Anne : "Liseyi bitirinceye kadar!"

Çocuk : "İyi, hep top oynayacağım öyleyse."

Anne : "Top oynamaktan çok zevk alıyorsun, herhalde..."

Çocuk : "Evet."

Anne : "İyi geceler."

Çocuk : "Biraz daha benim yanımda oturur musun?"

Anne : "Hı hı."

Çocuk : "Rahat mısın?"

Anne : "Evet, teşekkür ederim."

Çocuk : "Bir şey değil."

Anne : "Burnun seni rahatsız mı ediyor?"

Çocuk : "Evet, burnum tıkalı. Acaba burnuma damla damlatmam gerekir mi?"

Anne : "Faydası olur mu dersin?"

Çocuk : "Hayır."

Anne : "Burnundan gerçekten rahatsızsın..."

Çocuk : "Evet. Keşke uyurken burnumuzdan soluk alma zorunluluğu olmasaydı."

Anne : "Uyurken burnundan soluk almak zorunda olduğunu mu sanıyorsun?"

Çocuk : "Burnumdan soluk almak zorunda olduğumu biliyorum!"

Anne : "Pek de emin görünüyorsun!"

Çocuk : "Çünkü biliyorum. Uzun zaman önce Kemal söyledi bana. "Burnundan solumak zorundasın, uyurken ağzından nefes alamazsın", dedi."

Anne : "Yani ağzından soluk almasan daha iyi olur mu demek istiyorsun?"

Çocuk : "Ağızdan soluk almak mümkün değil! Anne bu doğru mu?

Yani uyurken mutlaka burnundan soluk alıp vermek gerekir değil mi?

(Çocukla anne arasında nefes alıp verme ile ilgili uzun uzun konuşmalar geçer ve arkadaşının kendisine yardımcı olmak için söylediği bilgilerin yanlış olabileceği konusunda uzun tartışırlar.)

Çocuk : "Peki iyi geceler."

Anne : "İyi geceler."

Çocuk : (Yine burnundan hırıltı çıkarır)

Anne : "Ağzından soluk almaya hala çekiniyor musun?"

Çocuk : "Hı hı, ağzımdan soluk alırken uyursam... burnum da dolu...

ve eğer gece yarısı uyurken... ağzım kapanırsa ne olur?"

Anne : "Nefessiz kalarak belki boğulurum diye mi korkuyorsun?"

Çocuk : "Hı hı. Soluk almak zorundayım."

Anne : "Bunun olması imkansız. Ağzın kendiliğinden açılır... aynı kalbin

kendiliğinden atması ve gözlerin kendiliğinden kırpılması gibi."

Çocuk : "Emin misin?"

Anne : "Evet, çok eminim!"

Çocuk : "Peki, iyi geceler."

Anne : "İyi geceler, tatlım."

YARARLANILAN KAYNAKLAR

Cüceloğlu, D. (1997).Yeniden İnsan İnsana. İstanbul: Remzi Kitabevi.

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 28.01.2013 - Güncelleme: 01.02.2019 00:32 - Görüntülenme: 13409
  Beğen | 0  kişi beğendi